Lefkoşa
Yükseköğretimin Marka Değerini Tekrar Yükseltmeliyiz

Yükseköğretimin Marka Değerini Tekrar Yükseltmeliyiz

Kuzey Kıbrıs üniversitelerine 2025 Güz döneminde Türkiye’den kesin kayıtla gelecek olan öğrenciler bizlere gelecek anlamında önemli ipuçları verecektir. Müsteşar olarak görev yaptığım yıllarda TC-KKTC iş birliği komitelerinde hep üzerinde durduğum bir cümlemi hatırlıyorum: “Yükseköğretim, plansız bir turizm modelinden çıkarılıp devlet politikası haline dönüştürülmeli.”

Dünyanın en büyük hizmetler (servis) sektörü turizm endüstrisidir. Aslında global turizm dünyasının etkilediği alt sektörlerden bir tanesi yükseköğretim yani eğitim sektörüdür. Kimisi bir yıllığına yabancı dil öğrenmek için İngilizce, Fransızca, Almanca öğrenmeye başka ülkelere gitmeyi tercih ederken; kimileri lisans, yüksek lisans veya doktora için kendi evinden ayrılmaktadır.

Herkesin malumu üzere öğrenci mobilizasyonu, yani bir ülkeden başka bir ülkeye akademik takvim içerisinde gidilmesi, tekrardan geri dönülmesi global ekonomi anlamında müthiş bir dinamizm yaratmaktadır. Özellikle gidilecek olan ülkede en az dokuz ay zaman geçirilmesi, oradaki endüstriye ve sosyal yaşantıya katkı sunulması, kısacası ekonomik çarkların dönmeye başlaması çok önemli bir hadisedir.

Pandemi döneminde dünya kapanırken Girne’nin, Lefkoşa’nın, Mağusa’nın nasıl bir hayalet kente dönüştüğünü, öğrenciler olmadığında tüm sektörlerin nasıl durma noktasına geldiğini unutmayalım. Büyük şehirlerde (metropollerde) üniversiteler şehrin kalbidir. Şehir üniversiteleri konumlandıkları söz konusu bölgeye isimleriyle hayat vermektedir. Örneğin ilk aklıma gelenler: Oxford, Edinburgh, Cambridge, New York State, University of Chicago vs. Bunun yarattığı ekosistem o denli güçlüdür ki; turistlerin normalde bir hafta, bilemediniz en fazla on dört gün başka bir ülkeye gidip uçak bileti alması, iş veya tatil yapması, para harcaması ekonomik anlamda çok farklıdır. Dokuz ay öğrencinin yaşadığı ülkeler; marketten çarşıya, pazara, berbere, taksiciye, kafeye, bankaya, konaklama tesislerine, restoranlara kısacası ada ülkelerinin alternatif turizm modelleri içerisinde önemli bir yer tutmaktadır.

KKTC üniversiteleri ve kaybedilen momentum Rumlardan çok yıllar önce başladığımız ve ülkemizi bu anlamda kıskandıran Kuzey Kıbrıs üniversiteleşme hareketi, özellikle son üç dört yıldır yabancı öğrenci anlamında kaybettiğimiz bir marka değeri ve imajla karşı karşıyadır. Şöyle ki; YÖDAK ve YÖK bu kaybedilen momentumu doğru okuyarak, iyi analiz ederek alacakları doğru kararlarla yükseköğretimde tekrardan vites artırmalıdır. Birkaç yıl önce yüz binlere yaklaşan öğrenci sayısı ne yazık ki son zamanlarda 60-65 bin civarına düşmüştür. Gelinen bu aşamada ada içerisinde yükseköğretim stratejisinde önemli açılımlar yapmamız şart olmuştur.

Öncelikle Orta Vadeli Plan (OVP) 2025-30, daha sonraları stratejik olarak 2030-35 yılları arasında planlı bir yükseköğretim ekosistemi oluşturmalıyız.

Buna göre:

1- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslararası pazarlardan öğrenci temini, bu öğrencilerin adada muhaceret işlemleri ve giriş çıkışları sürdürülebilir bir yapıya dönüşmelidir.

2- YÖDAK, yabancı öğrenci temini anlamında üniversitelerin lisans programları dışında master ve doktorada adada kalış sürelerini yenileyerek üniversitelere avantaj sağlamalıdır. Master ve doktora programları tüm dünyada çalışan kesime göre ayarlanmıştır.

3- Üniversitelerin dış dünyada kuracakları ikili anlaşmalar ile üniversitelerimizin ve dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dünyada tanınmasını sağlayacak afiliasyon, 2+2, 3+1 iş birliği anlaşmaları tekrardan ülke menfaatine dönüştürülecek şekilde revize edilmelidir. Çift diploma gibi açılımlar desteklenmelidir. Bu anlamda yapılacak olan anlaşmalar özel statüye alınmalıdır.

4- Çift vize ve transit konusunu 57 ülkeden maksimum 20 ülke ile sınırlamak gerekmektedir.

5- Uluslararası akreditasyonlar devlet tarafından finansal olarak desteklenmeli ve dış dünya ile rekabet edecek süreçler yeniden başlatılmalıdır.

6- ÖSYM tarafından adamızdaki üniversitelere burslu olarak, tam, yüzde yetmiş beş, yarı burslu yerleştirilen öğrenci oranının %89,4’e ulaştığı gerçeğini ilgili aktörlerin doğru analiz etmesi gerekmektedir.

Prof. Dr. İsmet ESENYEL

Image link
Bizimle İletişime Geçin

Hafta içi her gün 09:00 - 17:00

Size Ulaşalım

Aday bilgi formumuzu doldurun, size geri dönüş yapalım.

En geç 1 iş günü içerisinde iletişime geçiyoruz.